Sosyolog Sibel Harman'dan TOKİ Eleştirisi
Modern mimarinin vaatleri arasında yer alan ve toplu konut bölgeleri olarak bilinen TOKİ, aslında toplumu birtakım sosyal ve fiziksel izolasyon mekanizmaları içine sürüklüyor. Sosyolog Sibel Harman'a göre, bu yapılar, sadece modern yaşamın gereklilikleri olarak değil, aynı zamanda gözetim ve denetimin bir parçası olarak işliyor.
Gözetim ve İzolasyonun Toplumsal Etkileri
TOKİ projeleri, geniş aile yapısından uzak, bireyselliği önceleyen yapılar olarak tasarlandı. Bu durum, kadınların, çocukların ve yaşlıların toplumsal hayattan daha fazla izole olmalarına neden oluyor. Harman, bu yapıların toplum üzerindeki yalnızlaştırıcı etkilerini ve komşuluk ilişkilerini zayıflatma problemini detaylarıyla anlatıyor.
"Aynı zamanda bu yapılar, toplumu görünmez bir gözetim rejimine itiyor" diyen Harman, TOKİ projelerinin yalnızlık, sessizlik ve izolasyonu arttırdığını belirtiyor. Bu durum, modern dünyanın sunduğu 'güvenli' yaşam alanlarının aslında ne kadar da gözetim altında olduğunun altını çiziyor.
Komşuluk İlişkileri ve Sosyal Bağların Erosyonu
Geleneksel komşuluk ilişkilerinin aksine, TOKİ konutlarında yaşayan bireyler arasındaki sosyal ilişkiler giderek seyrekleşiyor. Harman, bu durumu "Modern mimari ve yaşam biçimleri, insanları birbirinden soyutluyor ve ortak yaşam alanlarındaki etkileşimleri minimuma indirgiyor" sözleriyle açıklıyor.
Bu durum, aynı zamanda çocukların ve gençlerin sosyal becerilerinin gelişimini de olumsuz yönde etkiliyor. TOKİ projeleri, yalnızca fiziksel yapılar değil, aynı zamanda sosyal dokuyu da dönüştüren mekanizmalar olarak işlev görüyor.
Sonuç Olarak
Sibel Harman'ın bu tespitleri, modern toplu konut projelerinin sadece mimari ve ekonomik yönlerini değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkilerini de göz önünde bulundurarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu konutların, toplumsal yapımızı ve bireysel ilişkilerimizi nasıl şekillendirdiği, modern yaşam alanları hakkında bize yeniden düşünme fırsatı sunuyor.
